25 May 2012

Diyarbakır




Televizyondan, haberlerden gördüğüm, Diyarbakır’da hep bir kargaşa, tatsızlık, mutsuzluk.. Derler ya çok gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı? Diyarbakır’a gitmesem, oradaki güzellikleri görmesem, Diyarbakır, kötülükten ibaret bir yer olarak aklımda kalacaktı. Televizyonda gördüklerim yalandır demiyorum, ama şehrin merkezinde bir huzur, alışık olmadığım bir yeşil hakim.
 





 
 
İlk olarak, Diyarbakır Surları’na gidiyoruz. Surlara gittik diyorum, ama lafın gelişi. Diyarbakır Surları, Çin Seddinden sonra, uzunluk olarak dünyada 2.ymiş. E insaf, hepsini nasıl gezelim. Sadece Keçi Burcu’nun tepesine çıkıyoruz, o güzel manzaraya uzun uzun bakıyoruz, uçsuz bucaksız bir yeşil. Tepeye çıkmak için o kadar basamak çıktık, yorulduk, hava da sıcak. O zaman artık dinlenme vakti :) Keçi Burcu’nun altında, gizli bir yer var. Gizli diyorum, çünkü orada öyle bir yeri hayal edemezdim. Hava sıcak, fakat içeride taşların soğuğu, yüksek tavaların getirdiği bir boşluk, bir sakinlik var. Mekan çok geniş, fakat sadece duvar kenarlarına konulmuş minderler var. Bir köşeye yerleşiyoruz, ayaklarımızı uzatıyoruz ve keyifle Türk kahvelerimizi yudumluyoruz.  Kahve de hiç bu kadar keyifli olmamıştı :) Bu arada bu yer İstanbul’da olsa, en az 3 katlı, her katta da minimum 20 masa olurdu.

Şimdi sırada Gazi Köşkü var. Atatürk, bir dönem bu köşkte kalmış. Köşkün bahçesi çok güzel ve bakımlı. Yerdeki taşlar delik delik, sert bir sünger gibi. Bu delikler suyu tutması ve serinlik vermesi için yapılmış. Köşkü detaylı anlatmayacağım, ama bir odası beni çok etkiledi, tüylerim diken diken oldu, Atatürk’ün yatak odası, yatağına serilmiş Türk bayrağı…
 

Bir de köşkün bahçesinde, hikayesini şuan tam hatırlamadığım, ah keşke Funda bir daha anlatsa dediğim, basit fakat hikayesi ilginç bir çeşme var. 12 delikten su akıyor, bunlar ayları, suyun aktığı yatak da hayatı temsil ediyor. Ve tabi suyun döküldüğü küçük delik de malum :) Ama dediğim gibi bu bir özet oldu, çeşmeye haksızlık oldu.
Ve yine yorulduk, üstüne de açlık gelince nereye gidiyoruzzz? Ciğerci Remzi Usta J
Son olarak, internette Kadri Göral’ın bir dizesini buldum, hoşuma gitti;
Burası Diyar-ı bekirdir,
Zemini kayalıktır,serttir,
İnsanları yüreklidir merttir,
Kötü tanıtmış o da felektir,
Feleğin çarkını bozanlardanız....


Belki ben de, çarkı bozanlara yardım etmişimdir, o zaman ne mutlu bana.
 

3 yorum: